DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN %
İstanbul
12°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

Sosyal Bir Canlı Olan İnsan ve İnsanın Sosyal Gelişimi

Sosyal Bir Canlı Olan İnsan ve İnsanın Sosyal Gelişimi

ABONE OL
Kasım 8, 2022 22:12
Sosyal Bir Canlı Olan İnsan ve İnsanın Sosyal Gelişimi
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Sosyal gelişim, bireyler tarafından sosyal ortamın gerekliliklerinin belirlenmesi ile oluşur. Bu sosyallik, bireyin tek başına yapacağı türde bir sosyallik değildir. Sosyal gelişim kendi kendine değil, diğer insanların bulunduğu ortamlarla, başka insanlarla olan ilişkilerle ve bu insanlarla olan faaliyet ve tanışma girişimleriyle oluşur. Öncelikle aile içerisinde başlayan sosyalleşme kişinin ailesi ile olan faaliyetleri ve bu faaliyetler doğrultusunda ortaya çıkan birtakım beklentiler ve onların tatminleri ile gelişir. Bu doğrultuda çocuklukta başlayan sosyalleşme süreci, bireyin öne sürülen beklentileri ile olumlu ya da olumsuz gelişim gösterebilir. 

Çocuğa bu bağlamda kendine güvenini artırıcı faaliyetlerde bulunmak yani ilk olarak aile içinde sosyalleşirken çocuğun kendine güvenmesini sağlamak, çocuğun kendisinin bir birey olarak önemli olduğunu hissetmesine neden olurken bu gelişme sosyalliği gelişen çocuğun okula girmesiyle aile ve okul olarak devam eder. Bu aile ve okul aşamasında bireyin edindiği tecrübeler ilerde tecrübeleri yaşayan bireyin nasıl bir birey olacağı konusu üzerine büyük etki eder. Şöyle ki, aile içinde başlayan sosyalleşme aşamalarını verimli bir şekilde geçiren birey, bu verimliliği okul aşamasında da sağlıklı bir şekilde sürdürebilirse okul hayatı bitip bir zaman sonra tek başına bir birey olduğu zaman, sağlıklı bir şekilde sosyalleşmenin getirdiği kendine güven, empati duygusu, çalışkanlık gibi olumlu özelliklere sahip olur. Artık çocuk olmayıp bir birey olduğunun farkında olan kişi yetişirken elde ettiği bu kazanımlar sayesinde özellikle psikolojik olarak bağımsız bir şekilde sosyalleşmeye devam eder.

Sosyalleşme Türleri Nelerdir?

Birincil Sosyalleşme

Birincil sosyalleşme, bebeğin hayata gözlerini açtığı andan itibaren başlayan bir süreçtir. Bebeğin ilk etkileşime girdiği insanlar ki, bunlar çoğunlukla bebeğin ailesi olurlar, onlarla beraber ilk gelişim evresidir. Bu süreçte bebek, dil ve bilişsel beceriler öğrenir ve yetiştiği kültür ile doğrudan bağlantılı toplumsal normları, kuralları, örf ve adetleri görür. Yukarıda bahsettiğimiz gibi ilerde kişiliğin gelişimi için bu süreç çok önemlidir. Burada öğrenilen toplumun normları, kültürü gelenek ve görenekleri ilerde bireyin kişiliğinin bir parçası halini alır. Bu süreçte çocuğun yanlış ve doğruyu yetişkin bir birey gibi kavrama dürtüleri yoktur. Bahsi geçen normları ve kültürü ya da kuralları doğrudan ya da dolaylı olarak deneyerek veya gözlemleyerek deneyimler.

İkincil Sosyalleşme

Bireyin artık diğer insanlarla doğrudan temasta bulunduğu bu aşamada, birincil sosyalleşmenin etkileri devam eder. Bu süreç, sosyalleşmenin ilk aşamasının diğer bireylerle kıyaslandığı süreçtir. Şöyle ki birey, bu sürece gelene kadar edindiği tecrübeleri artık başka insanlar ile paylaşır. Gerek iş hayatı gerek kollektif bir hareket olsun başkalarının tecrübelerinin ve görüşlerinin öğrenilmesi bireyin farklı dünyaları ya da bakış açıları tanımasına olanak sağlar. Ailede başlayan sosyalleşmenin birey üzerindeki etkisi bir kenara ikincil sosyalleşmede birey hayata bakış açısını tümüyle değiştirebilir. Ailede başlayan sosyalleşme her ne kadar bireyin karakterine etki ediyor olsa da hayata bakış açısı yalnızca orada öğrendiğiyle kalmaz ve değişebilir. İlk süreçte genelde tek tip düşünme şekliyle büyüyen birey, diğer insanlarla sosyalleşmeye başlayarak başka kültürler, bakış açıları, ideolojiler gibi yeni şeyler öğrenir. Burada bireyin bu öğrendiklerini ne kadar özümseyip benimsediği onun artık kişiliğinin neredeyse değişmez bir parçası olabilir. Bu süreçte yalnızca yeni fikirler ve bakış açıları öğrenilmez aynı zamanda kişi yapmaktan keyif aldığı faaliyetleri de keşfeder. Bu kimi zaman futbol oynamak ya da izlemek olabilir kimi zaman satranç oynamak, at yarışı izlemek ve altılı programı takip etmek ya da iddaa oynamak olabilir. Böylelikle, kişinin arzusuna göre kişi için yeni sosyalleşme ortamları sağlanmış olur. Örneğin futbol izlemeyi seven birisi önce sosyal çevresiyle futbol maçları yapar daha sonra bu faaliyetten aldığı haz ona yetmez futbol maçları izlemeye başlar. 

Bir süre sonra maçları ekran karşısından izlemek de tatmin sağlamaz böylelikle maçları canlı izleme isteği doğar. Bu süreçte kişi kimi zaman stadyuma giderken kimi zaman takip edemeyeceği maçların iddaa sonuçları nelermiş diye bakar ve bu da  iddaa programları takip etmesine sebep olur.

x

Eski Bir Gelenek Olarak At Yarışı

Ülkemizde at yarışının geçmişi tarihi açıdan çok eskilere gitmiyor. Her ne kadar at ile özdeşleşmiş bir millet olsak da bunu kollektif bir spor olarak görmeye başlamamız 1856 tarihine dayanıyor. Türkiye Jokey Kulübü’nün resmi sitesine göre 23 Eylül 1856 yılından ilk kez düzenlenen at yarışı, dönemin İngiltere Başkonsolosu Patterson ve Evliyazade  Refik Bey önderliğinde İzmir’de düzenlenmiştir. O dönemden günümüze kadar süregelen sosyal bir faaliyet olan at yarışı, bu işin tutkunu olan insanların düzenli olarak altılı programı, iddaa sonuçları ve iddaa programları takip etmesine sebep olmaktadır. At yarışı tutkusu olan insanlar genellikle yarışları canlı izlemeyi ya da takip etmeyi isterler. Ülkemizde bulunan başlıca hipodromlardan olan; Adana Yeşiloba Hipodromu, Ankara 75. Yıl Hipodromu, Antalya Hipodromu, Bursa Osmangazi Hipodromu, Diyarbakır Hipodromu, Elazığ Hipodromu, Kocaeli Kartepe Hipodromu, Samsun Hipodromu, Şanlıurfa Hipodromu, Şirinyer Hipodromu, ve en popüleri Veliefendi Hipodromu gibi hipodromlardan birine giderek yarışları birebir gözlemleyerek takip etmek bu tutkunun en vazgeçilmez özelliklerinden birisidir. Tabii artık günümüzde illa ki hipodrom hipodrom gezerek bütün yarışları canlı izlemek zorunda değiliz. Eskilerde yarışların sonuçlarını öğrenmek için ya yarışı izlemiş birilerinden duyum almak ya da hipodromda yarışı bizzat izlemiş olmak lazımdı. Günümüzde hem hayatın koşturmacayla geçmesi sebebiyle hem de teknolojik gelişmeler neticesinde insanlar anlık olarak altılı programı takip edebilir hale geldiler. Basit bir internette iddaa sonuçları aramasıyla istenilen sonuçlara saniyeler içerisinde ulaşabiliyoruz. Bu imkan da teknolojinin kişinin haber alması üzerindeki en olumlu etkilerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar yarışları anlık olarak takip edebiliyor olsak da yarışları izlemeye gelen diğer insanlarla beraber hipodromda yarışları izlemek bireyleri sosyal anlamda birbirlerine yakınlaştırır. Bu da kişilerde hem sosyalleşmenin farklı bir biçimde gelişmesini sağlarken kimilerine aidiyet duygusu aşılayarak birey olmanın neden önemli olduğunun farkına varılmasını sağlar. Kişi, aynı tutkuya sahip diğer insanlarla bir arada olmanın keyfini çıkarırken içinde bulunduğu toplulukla beraber benzer duyguları yaşıyor olması kendisi açısından müthiş bir haz sağlar. Bu da kişiden alınan verimi doğrudan etkiler. Şöyle ki at yarışı tutkunu birisini klasik müzik konserine götürseniz kişiden alacağınız tepki ile hipodroma götürüp canlı yarış izleyince alacağınız tepki arasında haliyle dağlar kadar fark olacaktır. Tabii internetin bu kadar yagınlaşmasından sonra o kadar olmasa da internetten canlı altılı programı takip birisi de benzer duygular içine girebilir. Anlık olarak bir bilgiye ulaşmak hele ki sıkı bir iddaa programları takipçisi birey için bulunmaz bir nimet. Bu anlık bilgiler yalnızca canlı gerçekleşen olaylar için değil daha bir çok farklı haberi almamızı sağlıyor. Örneğin ülkenin o anki gündemi, siyasi gelişmeler, toplumsal olaylar, beklenilen önemli gelişmeleri gerçekleşecek olan olaylar, günlük hava durumu gibi.

En az 10 karakter gerekli


HIZLI YORUM YAP

SON DAKİKA HABERLERİ

300x250r
300x250r

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.