Vücudun en büyük organı olan karaciğer 100’den fazla hayati fonksiyonu da sağlıyor. Bu özelliğiyle vücudun fabrikası olarak tanımlanan karaciğerde oluşan herhangi bir sorun hayati tehlikeye de neden olabiliyor. Bu tablolar arasında kısaca NASH adı verilen nonalkolik steatohepatit veya diğer adı ile alkole bağlı olmayan karaciğer iltihabı, karaciğer yetmezliğine neden olarak hastaların yaşamak için organ nakline ihtiyaç duymasına sebep oluyor. Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Koray Acarlı “3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası”nda karaciğer yağlanmasının tehlikeleri hakkında bilgi verdi.
Fazla kilolara dikkat!
Karaciğer yağlanması uzun zamandır bilinen, buna karşın çok önemsenmeyen ancak önlem alınmadığında hayati riske neden olabilen bir durumdur. Her karaciğer yağlanması ciddi boyutlara gelmeyebilir. Karaciğer yağlanması olan hastaların bir kısmında yağlanma karaciğer hücresine zarar verir ve laboratuvar tetkiklerinde karaciğer sağlığını gösteren parametrelerde bazı yükselişler göze çarpar. Biyopsi gibi ileri tetkiklerde de karaciğer hücrelerindeki şişmeler ve bozulmalar net olarak saptanabilmektedir. Bu durum, karaciğerde olmaması gereken bir savaşın başladığını göstermektedir. Karaciğer yağlanması her insanda görülebilmektedir ve riskin kilo yani Vücut Kitle İndeksi’nin (BMI) yükselmesi ile arttığı çok net olarak gösterilmiştir. Yapılan bilimsel çalışmalarda bu konu ile ilgili çarpıcı veriler ortaya konulmuştur. Kilo sorunu olmayan kişilerde yağlanma 15 iken, NASH 3 oranında saptanmıştır. Sınıf 1 ve 2 şişman olanlarda (BMI: 30-39,9) yağlanma oranı 65’tir ve NASH oranının 20’lere çıktığı görülmüştür. Aşırı kilolu (BMI >40) kişilerde yağlanma oranı 85 iken, NASH görülme oranı ise 40’lara ulaşmaktadır.
Bu örneklerden hareketle karaciğer yağlanması kilo ile yakın ilişkilidir. Öte yandan kilolu olma hali yani obezite günümüzde tüm dünyayı ilgilendiren ciddi bir sorundur. Yapılan hesaplamalar 2030 yılında 573 milyon insanın aşırı kilolu olacağını göstermektedir. Sadece basit bir hesap ile kilo ve dolayısı ile yağlanmaya bağlı karaciğer hastalıklarının (NASH) varacağı nokta ürkütücü boyutlardadır.
NASH önlenebilir mi?
NASH tablosunun standart bir tedavisi olmamakla birlikte, farklı ilaçlar ve bunların kombinasyonuyla yağlanmanın azaltılması ve bu durumun karaciğere verdiği olumsuz etkinin engellenmesi hedeflenmektedir. Ancak bu konuda henüz kabul edilmiş standart bir tedavi bulunmamaktadır. Bunun yerine yağlanması olan kişilerin hayat tarzlarını değiştirmeleri, sağlıklı beslenmeleri, kilo vermeleri ve düzenli egzersiz yapmaları önerilmektedir. Bu noktada karşımıza çıkan en büyük handikap kilodur. Yapılan çalışmalar aşırı kilolu kişilerde yapılan obezite ameliyatlarının (bariatrik cerrahi) kilo verme ve kiloyu koruyabilmede en etkin yöntemlerden biri olduğunu, karaciğerdeki yağlanmayı da azaltabildiğini ve bazı hasarları geri döndürebildiğini göstermektedir. Ancak bu yöntemler aşırı kilolu olan bireylerde uygulanmaktadır. Bu yöntemlerin daha düşük kilolu hastaların da karaciğer sorunlarını geriletebilmek amacıyla kullanılması için daha ciddi kontrollü bilimsel çalışma ve verilere ihtiyaç vardır.
Karaciğer yağlanması nakil sebeplerinde Hepatit C’nin tahtına aday
Günümüzde Batılı ülkelerde özellikle de Amerika’da obeziteye bağlı karaciğer yağlanmasının oluşturduğu karaciğer hastalıkları Hepatit C’nin oluşturduğu hasarlarla başa baş gitmektedir. Neredeyse karaciğer yağlanmasına bağlı karaciğer hastalıkları Hepatit C’nin tahtını almak üzeredir. Bir kişide hem Hepatit C ya da Hepatit B hem de metabolik sendrom gelişebilmesi olasıdır. Bu da çok daha ciddi tablolara neden olabilmektedir.
Karaciğer yağlanmasına müdahale edilmezse siroz ortaya çıkabilir
Eğer karaciğer yağlanması ile mücadele edilemezse hastalar siroz ve karaciğer kanserine yakalanabilmektedir. Bu noktada da karaciğer nakli devreye girmektedir. Canlı vericili nakiller normal kilolu insanlara daha rahat yapılabilmektedir. Çünkü obez ya da aşırı kilolu hastalara vericiden alınan karaciğer yetmeyebilir. Memorial Şişli Hastanesi Organ Nakli Merkezi’nde bir yılda 1263 hasta nakil olmuştur. Bunların 416’sı çocuk hastalardır. Tüm hastalarda bir yıllık sağ kalım oranı yüzde 85.8, 10 yıllık sağ kalım oranı yüzde 73’tür. Erişkinlerde dikkati çeken nokta, yüzde 6.4’ünün yani 54’tanesinin karaciğer yağlanmasına bağlı siroz nedeniyle nakil olmasıdır. Bu hastaların da 43’ü erkek, 11’i kadındır. 54 hastadan 14 tanesinin kilosu 90-110 arasındadır. Bununla birlikte daha kilolu hastalar da bulunmaktadır. 6 tanesi ise kadavradan nakil olmuştur. Bu hasta grubunda diyabetin de sağlık sorunlarına eşlik ettiği görülmüştür. Bu rakamlar fazla kilo ve organ yetmezliği konusunda gerçekten önemli bir noktaya işaret etmektedir.
Karaciğer sağlığınız için ideal kilonuzu koruyun
Toplumun genel olarak karaciğer yağlanmasına karşı bilinçli ve dikkatli olması önemlidir. Bu konu ile ilgili farkındalık çalışmaları artırılmalıdır. Eğer karaciğer yağlanması nedeni ile son noktaya gelindiyse, karaciğer nakli ilk olarak başvurulacak yöntemdir. Karaciğer yağlanması ile mücadele için henüz bir ilaç ya da yöntem geliştirilmemiş olduğu için kişisel önlemler alınması gerekliliği öne çıkmaktadır. Sağlıklı beslenmek, düzenli egzersiz yapmak ve ideal kiloyu korumak karaciğer yağlanmasından korunmak için çok önemlidir.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.